10 Ocak 2007 Çarşamba

ABD'nin Orhan Pamuk'a Verdiği Görev



ABD’nin Orhan Pamuk’a Verdiği Görev

Deniz Yalçın

Not: Bu yazının daha kısa bir versiyonu 22 Ekim 2006 tarihinde Aydınlık dergisinde yayımlanmıştır.

“2006 Nobel Edebiyat Ödülü, ”kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbirleriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan Orhan Pamuk’a verilmiştir.”
Bu sözler, Büyük Ortadoğu Projesi’nin medeniyetler ve kültürler arası diyalog tezlerinin kendisine yazın alanında bir temsilci bulduğunun tescili gibiydi.
O nedenle Orhan Pamuk’a verilen Nobel ödülü, ABD’nin BOP çerçevesinde 2005 yılında yeniden güçlendirme kararı aldığı “kültürel diplomasi” çalışmalarından bağımsız değerlendirilemez.

Pamuk’a Nobel Süreci Nasıl Gelişti?
ABD Dışişleri Bakanlığı, özellikle Ortadoğu’da yükselen Amerikan karşıtlığının da etkisiyle, Soğuk Savaş sırasında uyguladığı etkin kültürel diplomasi çalışmalarını canlandırma kararını 2005’te aldı. Bu kez amaç, özellikle Müslüman nüfusun yoğunlukta olduğu ülkelerin aydınlarını, yazarlarını “Amerikan değerleri”ni yaymak adına kazanmak olarak açıklanmıştı. Eylül 2005’te ABD Dışişleri Bakanlığı tarafından yayımlanan raporda ise, sürecin yol haritası ve izlenecek yöntemler saptandı.1 Amaç kültürel alanda “modeller” yaratmak ve ABD’nin BOP’u çerçevesinde ideolojik hegemonya faaliyetleri yürütülmesini sağlamak olarak ifade ediliyor; bunun için de kültürler arası, medeniyetler arası diyalogu çalışmalarının odağına alan yazarların kazanılmasının önemi vurgulanıyordu.

Orhan Pamuk’un 1985-1988 yılları arasında katıldığı ABD Dışişleri Bakanlığı’na bağlı Uluslararası Yazarlık Programı’nın da, bu süreçte yeniden güçlendirilmesi kararı alındı. [2] Bu program, açıldığı tarihten bu yana düzenli olarak İslam ülkelerinden yazarlar seçiyor ve yetiştiriyordu. İnternet sitesi ABD’nin kültürel diplomasi çalışmalarını yeniden gündeme getiren Eylül 2005 tarihli Dışişleri Bakanlığı Raporu ile açılan söz konusu yazarlık programının özellikle çekici kılınması için bu süreçte başka ne yapılabilirdi? Orhan Pamuk’un bu programa katılan yazarlar arasında Nobel Edebiyat ödülü alan ilk kişi olması, bu noktada anlamlıydı.

Nobel Edebiyat Ödülü Verilen İlk Müslüman Yazar Pamuk
Bu arada daha da önemli bir “ilk” gözlerden kaçıyordu. Orhan Pamuk, 1901 yılından bu yana verilmekte olan bu ödülü alan ilk Müslüman yazar oldu aynı zamanda. Türk medyası 1988’de Nobel Edebiyat Ödülü alan Mısırlı yazar Necib Mahfouz’un Müslüman olduğu düşüncesinden hareketle, bu ayrıntıyı da kasıtlı veya değil atladı. Oysa Necib Mahfouz, Mısır vatandaşı bir Hıristiyan’dı. Ne olmuştu da 105 yıldır hiçbir müslüman yazara verilmeyen bu ödül, ilk kez Orhan Pamuk’un şahsında bir müslüman yazara verilmişti? Gelin şimdi, Pentagon’a girebilen tek Türk gazeteci olmakla övünen, Türkiye’de ABD ve AB güdümünde çöküşün sözcülüğünü yapan, AB Türkiye Temsilcisi Karen Fogg’dan para karşılığı yazı siparişi aldığı belgelenen Cengiz Çandar’dan bu ödülün ilk kez bir Müslüman yazara verilmesinin ne anlama geldiğini öğrenelim:

“Ödülün zamanlaması bundan daha iyi olamazdı. Türkiye’nin, Avrupa kapısının yüzüne kapandığını düşünmeye başladığı bir dönem bu. Dünyadaki en yüksek Amerikan karşıtlığı oranı ile de birleşen AB konusundaki hayal kırıklığında da bir artış var. Bu olgu Türkiye’yi küreselleşmiş bir dünyada daha fazla izolasyoncu eğilimlere doğru itiyor. Böyle bir Türkiye’de milliyetçilik ve anakronizm, güçlenmek için uygun zemin ve iklim bulabilir… Medeniyetler çatışması kavramının gündemde olduğu bir dönemde Pamuk bunun saçma olduğunu ve kendisinin Müslüman kültürü ile diğer kültürler arasındaki uyuma katkı vermeye bağlı olduğunu belirtti.”(Bkz., Cengiz Çandar, “Turkey's shining star in pantheon of giants”, The New Anatolian, 16 Ekim 2006, http://www.thenewanatolian.com/opinion-16521.html)

Pamuk’a verilen Nobel ile ABD’nin neyi amaçladığını bundan daha net ortaya koyamazdı Çandar. Yükselen Amerikan karşıtlığını ya da Atlantik cephesi karşıtlığını dizginlemek. ABD’nin Soğuk Savaş sırasında Ortadoğu’da sürdürdüğü psikolojik savaş ve kültürel diplomasi çalışmalarını 11 Eylül sonrasında yeniden güncelleştirdiğinin de kanıtı bu. Bunun için ABD Ulusal Güvenlik Arşivi belgelerine bakmak yeterli. Söz konusu belgelerde ABD’nin Ortadoğu’da 50’li yıllarda geliştirdiği propaganda stratejisi “komünizmle mücadele” olarak ifade ediliyor ve bu amaçla her türlü faaliyet meşru görülüp uygulanıyor. Bunun yanında izlenen strateji, komünizmle mücadele adı altında yükselen Amerikan karşıtlığının dizginlenmesi ve Ortadoğu’nun tamamıyla ABD emperyalizminin denetimine girmesi. 16 Mayıs 1952 tarihinde Irak’taki ABD Elçiliği’nden ABD Dışişleri Bakanlığı’na gönderilen ve “Irak için Enformasyon Programı” başlığını taşıyan 62 no’lu gizli yazışmada, Irak’ta Amerikan propagandası ile “Batı karşıtlığının üstesinden gelmek için duygusal bir ortam geliştirmek ve böylece ortak bir düşman (komünizm) yaratarak Irak halkı ile Batılı güçler arasında kopmaz bir bağ yaratmak” amacının güdüldüğü açığa vuruluyor. 23 Temmuz 1954’te yayımlanan “Yakındoğu’da Amerikan Hedefleri ve Politikaları” başlıklı ABD Ulusal Güvenlik Konseyi raporunda ise, Ortadoğu’da ABD propagandasının hedefinin “kamuoyundaki Amerikan karşıtı dalgayı tersine çevirmek ve bölgedeki devrimci ve milliyetçi güçleri, Batı karşıtı olmayan ılımlı kanallara sevk etmek” olduğu açıkça ifade ediliyor. (Ayrıntılı inceleme için bkz., Deniz Yalçın, “ABD Ulusal Güvenlik Arşivi Belgeleriyle Ortadoğu’da Amerikan Propagandası’nın İçyüzü”,
9 Temmuz 2006, Aydınlık, http://www.antiemperyalizm.org/gercek/gazete/article_1569.shtml


Yani ABD, bildiğimiz ABD.

Uluslararası Yazarlık Kursu’nun İşlevi
Orhan Pamuk’un ABD’de iken katıldığı bu program ABD Dışişleri tarafından çok önemseniyor. Orhan Pamuk’un bu noktada bir model olduğu da, Dışişleri yetkililerinin kültürel diplomasi konusundaki hemen tüm açıklamalarında yer buluyor. Örneğin ABD’nin yarı resmi Dışişleri Bakanlığı görevini yerine getiren Dış ilişkiler Konseyi’nin (CFR) 2002’de yayımladığı “ABD’nin Türkiye’de Kültürel Diplomasi Faaliyetleri” başlıklı raporda, Pamuk’un katıldığı uluslararası yazarlık programına vurgu yapılıyor ve Orhan Pamuk’tan şöyle söz ediliyor: “Kültürel programlar fark yaratır. Orhan Pamuk gibi ABD’de yaşamış ve çalışmış yazarlar, Türkiye’deki insanlara Amerikan tarihini ve değerlerini daha iyi anlatmak açısından büyük bir değer taşımaktadırlar.” [3]


2004: Bush İlk Sinyalleri Veriyor
2004 yılında İstanbul’da ABD Başkanı G. W. Bush tarafından yapılan konuşma da, Orhan Pamuk’un çalışmalarının BOP’un kültürel modeli olarak seçildiğinin güçlü işaretlerini veriyordu. Nobel yakındı. Bush şöyle diyordu: “Orhan Pamuk’un yapıtları, kültürler arasında bir köprüdür, tıpkı Türkiye Cumhuriyeti gibi. Pamuk’un da söylediği gibi, bu toprakların insanları önemli olanın tarafların, uygarlıkların, kültürlerin, Doğu ile Batı’nın çatışması olmadığını anlamıştır. Pamuk, “asıl önemli olan, diğer kıtalardan ve uygarlıklardan insanların tıpkı sizin gibi olduğunu fark etmektir” demekte haklıdır.”

2005’te kültürel diplomasi çalışmalarının hızlandırılması kararının alındığı dönemde ise, Pamuk’un uluslararası çapta bir pazarlama kampanyası ile Nobel’e hazırlanması süreci de hız kazandı. Bu aynı zamanda Pamuk’un Türkiye düşmanlığı konusunda da ABD ile aynı cephede yerini güçlendirdiği yıldı.

Pamuk, Türkiye Düşmanlığı’nda ABD ile Kol Kola
Pamuk bir İsviçre gazetesine verdiği demeçte şunları söylüyordu: “Benim dışımda kimse söylemiyor; bu topraklarda bir milyon Ermeni, 30 bin de Kürt öldürüldü”. Yine İngilizler’in The Times gazetesine de benzeri yönde bir açıklama yapan Pamuk, sözlerinin arkasında olduğunu, Türkiye'de Ermeni katliamının tabu kabul edildiğini ve tartışılamadığını ifade ediyordu. Söyleşide Türkiye'nin Ermeni katliamını tartışmasının vaktinin geldiğini belirten Pamuk, bu 'bilgi'nin Türk insanından saklandığının ve bunun 'iyi bir şey' olmadığının da altını çiziyordu.

ABD Dışişleri Bakanlığı: “Türkiye’de Tabuları Yıkmayı Teşvik Ediyoruz”
Şimdi ABD’nin Orhan Pamuk’un tabuları yıkması ile ilgili değerlendirmesine bakalım ve Pamuk tabuları kimin için yıkıyormuş, bunu görelim. 27 Mart 2006 tarihinde Amerika Ulusal Konferansı Ermeni Meclisi heyeti ile ABD Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Fried arasında Washington’da gerçekleştirilen görüşmede Fried’in Pamuk için kullandığı ifadeler aynen şöyle: Türkiye’yi, kuşaklar boyunca tabu olarak kabul edilen konuları daha ciddi ele almaya teşvik etme yollarını arıyoruz. Bu sürecin Türkiye’de başladığını da söyleyebilirim. Örneğin ünlü Türk yazarı Orhan Pamuk’un bu konuyu açıklıkla dile getirdiğini hatırlarsınız.” [4]
Orhan Pamuk’a “tabuları yıkma görevi”nin kim tarafından verildiği bu sözlerden açıklıkla anlaşılıyor. Tabuları yıkma karşılığında Pamuk’un payına ise Nobel düşüyor. ABD BOP kapsamında AKP’ye biçtiği misyonu, kültürel alanda Orhan Pamuk aracılığıyla ilerletmek istiyor.

“Pamuk: Amerikan Kültürü Benim İkinci Kültürüm”
Elbette bu noktada bir de Pamuk’un ABD ile ilgili sözlerini ele almakta yarar var. Pamuk 1 Kasım 2004’te Seattle Post Intelligencer’da yayımlanan söyleşisinde, bakınız ABD’yi nasıl değerlendiriyor: American culture is my second culture. America is the country I feel second closest to, since I spent some of my high school and college years in the U.S. It is like a second home to me (Amerikan kültürü benim ikinci kültürüm. Lise ve üniversite yıllarımın bir kısmını ABD’de geçirdiğim için Amerika’yı kendime en yakın ikinci ülke olarak görüyorum. İkinci evim gibi yani.) [5]

Pamuk’un bu önemli sözlerini neden mi alıntıladım? Bilindiği üzere Pamuk, Türkiye’nin AB üyeliğinin en hararetli savunucularından birisi. Bunu her fırsatta da seslendiriyor. Ayrıca, Türkiye’nin AB’ye üye olması durumunda işsizliğin azalacağı, demokrasinin yerleşeceği gibi masalsı söylemleri sahiplenmenin yanında, bir de Türkiye’nin AB üyeliğinin medeniyetler arası çatışma yerine medeniyetler arası diyalog adına ilerleme olacağını ifade ediyor. İlginçtir, sürekli olarak AB’nin nimetlerinden dem vuran, Avrupa kültüründen, demokrasisinden söz eden hemen bütün yazarlar, kendilerine en yakın ülke sorulduğunda Avrupa tercihi yerine ABD tercihi yapıyor. Pamuk da böyle. Dikkat edersek, medyada da bazı köşe yazarları için bu durum geçerli. En hararetli AB savunucuları, kritik dönemlerde hep ABD’den yana tavır almakta. Bunu şunu görmek açısından söylüyorum. Türkiye’de medya ve aydınlar aracılığıyla toplumda hakim kılınmaya çalışılan AB masalı da büyük oranda ABD patentli. Kendilerine ikinci yakın ülke olarak ABD’yi görenler (aslında ikinci de değil, apaçık birinci ülke, ama bunu açıkça söylemeleri elbette beklenemez), Türkiye’ye neden AB kapısında bağlı tutulma rolünü biçerler, bu soru üzerinde düşünülmeye değer değil mi?

Kuşkusuz benim buna geliştirdiğim bir yanıt var ve ayrıntılı olarak ele alındığında belirginleşmesi çok olası olan bir yanıt bu: Türkiye’nin AB kapısında bağlı tutulma projesi, ABD’nin projesi çünkü.

Pamuk kısmına dönelim. Hararetli AB savunucusu Pamuk, her nedense kendisine Avrupa kültürünü değil, Amerikan kültürünü yakın bulduğunu ifade ediyor ve Türkiye’nin AB üyeliği projesinin bir ABD stratejisi olduğunu ele verecek biçimde her fırsatta ABD’nin 11 Eylül sonrası süreçte hegemonyasını sürdürmek için geliştirdiği yeni tehdit algısına ve onun kavramsal cephaneliğine başvurarak yanıtlarını geliştiriyor. Ne diyor hatırlayalım: “Türkiye’nin AB üyeliği, medeniyetler çatışmasına son verir, medeniyetler arası diyaloga katkı yapar.”

O medeniyetler arası çatışma söylemini yaratan da, sonra yarattığı yapay çelişkiler üzerinden kendi cephesini genişletmek için Batı dışı toplumlardan müttefik devşirme yolu olarak medeniyetler arası diyalog taktiğini geliştiren de ABD değil midir? Kuşkusuz öyle ve kuşkusuz Pamuk bunu bilse de, aksini söyleyemez. Peki, Pamuk gibi kimler konuşuyor, kimler Türkiye’nin AB üyeliğinin medeniyetler arası çatışmaya son vereceği söylemi üzerinden siyasetini ilerletiyor? Elbette ABD’de Bush-Cheney-Rice çetesi, AB içinde Blair ve ekibi, Türkiye’de AKP ve Erdoğan hükümeti. Doğal olarak bu söylemin siyasal müttefikleri belirginleşince, kültürel alanda o siyasetin belirgin ve yaygın kılınması görevini üstlenen yazarlara da ödüllerin ardı arkası kesilmez oluyor. Zaten, Türkiye’de Orhan Pamuk’u sevimlileştirme gayreti içindeki kesimlerin esas çaresizliği de, onun kültürel alanda taşıyıcılığını yaptığı ideolojik kurgunun, ABD sevgisinin, AB stratejisinin ve bir bütün olarak emperyalizmin Türk halkının çoğunluğu tarafından onay görmemesinden kaynaklanıyor. Pamuk’un sevilmemesi ya da aldığı ödülün beklenen heyecanı yaratmamış olması bu bakımdan edebiyatla ilgili değil, bu çok açık. Sistemin ideolojik krize giriyor oluşu ve medyayı teslim alan kalemşörlerin gerekli ideolojik hegemonyayı kuramıyor oluşları, panik havasının gerçek nedeni. O yüzden de, başka zaman neredeyse Türk kelimesinin kullanılmasını ırkçılık olarak yaftalayan bu isimler, son birkaç gündür çaresizce köşelerinden Pamuk’un ödülüne yazarın Türk olması nedeniyle sevinmemiz gerektiği gibi yanıtlar geliştirerek içinden çıkılmaz bunalımlara, uykularını kaçıran kabuslara sürükleniyorlar.

Türk Edebiyatı Hakkındaki Sözleri
Gelelim Pamuk’un yazarlık anlayışına ve Nobel sonrası yaptığı “bu ödül Türk edebiyatına verilmiştir” şeklindeki açıklamasına. Pamuk burada da sahiplenmediği bir mirasa gönderme yaparak Türk edebiyatçılarını yanına çekmeye, sürece meşruiyet kazandırmaya çalışıyor. Oysa aynı Pamuk, kendisini uluslararası çapta pazarlama sürecinde gerçekleştirilen söyleşilerden birinde, bakın Türk edebiyatında kendisinden önceki kuşaklar hakkında neler söylüyor: “ilk kitaplarımı yayımlarken, bir önceki yazar kuşağı yok olmak üzereydi. Dolayısıyla yeni bir yazar olarak olumlu karşılandım.” Söyleşiyi gerçekleştiren Paris Review ekibi burada devreye girerek şu soruyu soruyor: “Bir önceki yazar kuşağı derken aklınızda kimler var?” ve Pamuk şöyle yanıt veriyor: “Bir önceki kuşağın yazarları, toplumsal sorumluluk hisseden, edebiyatın ahlaka ve politikaya hizmet etmesi gerektiğini düşünen yazarlar. Onlar gerçekçi yazarlar. Birçok yoksul ülkedeki yazarlar gibi onlar da yeteneklerini milletlerine hizmet etme arayışları yolunda harcadılar. Ben onlar gibi olmak istemiyorum.” [6]
İşte Nobel Edebiyat Ödülü, ülkesinin ve halkının sorunlarına duyarlı edebiyat mirasını “ben onlar gibi olmak istemiyorum” diyerek reddeden, yeteneklerini başka amaçlar için değerlendirdiğini bu kadar açıklıkla belirten ve “bu Nobel, Türk edebiyatına armağandır” diyerek edebiyat dünyasından meşruiyet arayan böyle bir yazara verildi. Bununla da kalmıyor.

“Atatürk’ün Ordusu İhtiyaçlarımıza Uygun Değil”
Nobel’i Orhan Pamuk’un almasını sevinçle karşılayanlar, ABD’nin kültürel diplomasi çalışmaları nezdindeki bu ilk büyük hamlesini de sevinçle karşılamış oluyorlar. Pamuk’un misyonunun “tabuları yıkmak” ve “Türk tarihini tartışmaya açmak” olduğunu, gerek ABD Dışişleri Bakanlığı yetkililerinin açıklamaları gerekse Pamuk’un kendi sözleri ele veriyor. “Türk tarihinin hakkından gelinecek” diyen AB temsilcisi Karen Fogg’u anımsatırcasına, Pamuk’un Ekim 2005’te İspanyol ABC Gazetesi’nde yayımlanan söyleşisinde kullandığı şu ifadelere göz atalım bir de: “Atatürk’ün ordusu, bugünkü ihtiyaçlarımız için uygun değil; bu ulusal, güçlü, Jakoben proje, hükümeti bir korse gibi sıkıyor. İhtiyacımız olan, daha liberal bir hükümete sahip olmak”. [7] Kemalist Devrim’i eleştirip AKP’nin hareket serbestisi kazanmasını dert edinen Orhan Pamuk’a ancak bir saptama uygun düşüyor: 11 Eylül aydını.

ABD her ne kadar BOP adına Orhan Pamuk’u öne çıkarsa da, Türkiye bu oyuna gelmiyor. Türk halkının büyük bir çoğunluğunun tepki duyduğu Pamuk’u kendisine model seçen ABD ise, çaresizliğini itiraf etmiş oluyor. Çünkü artık ne AKP ne ABD ne de Orhan Pamuk itibar görüyor.

Dipnotlar:
1 Rapor için bkz., ABD Dışişleri Bakanlığı Resmi Belgesi, “Cultural Diplomacy: The Linchpin of Public Diplomacy”, www.state.gov/documents/organization/54374.pdf
2 Program için bkz., http://www.uiowa.edu/~iwp/PROG/PROGmain.html
3 Bkz., Helena Kane Finn, “US Cultural Diplomacy in Turkey”, Council on Foreign Relations (CFR), http://www.cfr.org/publication/5285/us_cultural_diplomacy_in_turkey.html
4 ABD Avrupa ve Avrasya’dan Sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Fried’in Ermeni lobisi yetkilileriyle Washington’da gerçekleştirdiği bu görüşmenin tutanakları ABD Dışişleri Bakanlığı’nın resmi internet sitesinde yer almaktadır. http://www.state.gov/p/eur/rls/rm/63791.htm
5 Seattle Post Intelligencer, 1 Kasım 2004, http://seattlepi.nwsource.com/books/197391_moment01.html
6 Söyleşi için bkz, Paris Review, Sayı: 175, Sonbahar/Kış 2005, http://www.theparisreview.org/viewmedia.php/prmMID/5587
7 Söyleşi için bkz., http://frazer.rice.edu/~erkan/blog/archives/000381.html

5 yorum:

internetçi dedi ki...

Orhan Pamuğun yılmaz yalakaları diyor ki, iyi bir kitapmış birkaç tane onaylanmayacak şey söylemişsede bu onun ruhunu yansıtıyormuş. Bazı Türk düşmanlarıda bu yalanların doğruluğunu savunuyor.

Güzel kitap çok piyasada eski yeni Türk yazarlarından çıkmış güzel kitap çok neden sadece biraz ünlü olmuş bir yazar bir ülkesine hakaret etti diye yalan söyledi diye bir köprü vasfı verildi; çünkü Türkiye ye giden köprünün böyle olmasını istiyorlar. Yabancı ülkelerdeki tanıdıklar, Türk olmayanlar yani, bazı yazarlarımızı okuyorda bunlar hadi hadi alırlardı diyor. O kişilerde okumayı seviyor bazıları edebiyatçı bu nasıl iştir.. Başka romanlarımıza ödül verdiklerinde temize çıkarırlar kendilerini, ancak Pamuk yine aynı pamuk kalacak..

Web Tasarımcı dedi ki...

aynen..


Wp Theme , Wp Plugin , Wp Tema , Free Premium Theme
web tasarim
msn, smiley, avatars, msn center
ozalit , kirtasiye , dijital baskı, Fotokopi
çini , tabak , plaket , kütahya çini, çinicilik
web tasarım

http://www.iloveyouwp.com
http://www.crea.web.tr
http://www.msn-sitesi.com
http://www.inkilab.com.tr
http://www.ciniturk.com
http://www.siteeditor.net

Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...
Bu yorum yazar tarafından silindi.
Adsız dedi ki...

lan yok boyle bişey ya !

pornoabi, porno video izle, porntube, sex izle
pornobaz, porno film indir, fucktube, youjizz, sextube, sikiş videoları
pornoca, porno film izle, porno video seyret, sikiş izle
pornocunuz, porno izle, pornofilm izle, sikiş filmleri, sextube
pornoizlebe, porno izle, adult izle, adult tube sikiş
pornoizletin, porno film download, porno filmleri, sikiş filmleri, fuck movies
pornoculariz, sex filmleri, porno filmleri, erotik film izle, sikiştube
adultveseks, adult videolar izle, adult porno filmler
pornoizle, pornomtube, pornosikiş, sikiş filmleri
Free Porn Videos, Free Porn Videos, Porno, Erotic Videos
pornoveseks, sex filmleri izle, sikiş filmleri, porno, porno sikiş
adultpornom, adult porno izle, sikiş filmleri, porno, adult porno, porn sex fuck
pornomu, adult porno sex, porn sex fuck, sextube
warez indir, oyun indir, dizi indir, program indir, photoshop indir

web tasarım

fotokopi, dijital cikis, ozalit, kirtasiye

sesli chat

msn indir, msn yukle, msn download, msn avatar, msn smiley